Merhaba Ziyaretçi; Bugün Saat
KÖYÜMÜZ

KÖYÜMÜZÜN TARİHİ

Köyümüzün Adı, Yerleşimi, Tarihi

Köyümüz Osmanlı İmparatorluğu döneminde ve yaklaşık 1450-1480 yıllarında Emirler, Karaböcekler ve Keleşler isminde üç ailenin bu bölgeye gelip yerleşmesi ile kurulmuştur. Önceleri Asarcık olan köyümüzün adı, Cumhuriyetin ilanından sonra şimdiki adı olan Hisarcık ismini almıştır.

Kalemiz

Tabi şekilde oluşmuş yüksek ve siyah renkli bir tepedir. Köyün giriş yolu üzerinde yeralmaktadır.

KÖYÜMÜZÜN COĞRAFİ DURUMU

Yeri

Köyümüz, Çankırı ili, Eldivan İlçesinin güney yamacına bakan bir arazi üzerindedir. Aynı zamanda Ankara-Çankırı Yolunun (karayolu-demiryolu) 10 km. kuzeyinde bulunmaktadır. Ankara’ dan köyümüze olan seyahat süresi otomobil ile yaklaşık 1 saattir.

Köyümüzün Yeryüzü Şekilleri

Arazimiz oldukça engebelidir. Terme Çayı istikametine inildikçe arazi düzleşmektedir. Rakım 1200 m. dir.

İklim ve Bitki Örtüsü

İklim karasal olup, yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçmektedir. İlkbahar başı ve sonbahar sonunda köyümüz oldukça yüksek düzeyde yağış alır. Köyümüzün kuzey-batısı seyrek meşe ağaçlarıyla kaplıdır. Yine etrafında kavak, söğüt ve meyve ağaçları bulunmaktadır.

Köyümüzün Ekonomik Durumu

Köyümüzde 25 civarında traktör bulunmaktadır. Köy halkımız çiftçilik ve hayvancılık yaparak geçimini sağlamaktadır. En çok yetiştirilen tarımsal ürünler buğday, arpa, fiğ, mercimek ve nohuttur. İhtiyaç fazlası tarımsal ürünler satılarak evlerin diğer ihtiyaçları yöresel pazarlardan temin edilir. Yıllık ortalama 500 tonluk buğday üretimi yapılmaktadır. Bunun dışında da pekçok sebze çeşidi yetiştirilmektedir. Yine fazla olan ürünler salça, konserve, turşu ve kurutma yoluyla saklanır. Her türlü meyve bol miktarda yetişmektedir. Son yıllarda şeker pancarı üretimi de oldukça artmıştır. Köy arazisinin büyük bölümünde karpuz ve kavun yetişmektedir.

Hayvancılıkta önemli bir geçim kaynağıdır. 1000 civarında küçükbaş ve 250’ ye yakın da büyükbaş hayvan bulunmaktadır. Bunun dışında son yıllarda arıcılık ve üzüm bağları tekrar canlanma eğilimindedir.

Nüfus ve Hane Sayısı

Köyümüz 38 hane olup, 1985 nüfus sayımına göre 99 kadın ve 87 erkek yaşamaktadır. Bir dönem çok ciddi bir göç yaşanmışsa da son yıllarda özellikle Ankara’ da değişik kamu kuruluşlarından emekli olan köylülerimiz tekrar köye dönme eğilimindedir. Bu amaçla bazı aileler köyde ev yapmaktadır.

Köyümüze Ulaşım

Köyümüzün yolu Ankara-Çankırı Yolu’ nun 80. km.si üzerinde yeralmaktadır. Köy yolumuz 80. km. den sonra kuzeye doğru yaklaşık 10 km.dir. Köyden ana yola ulaşım genellikle traktörlerle sağlanırken ana yoldan Çankırı-Ankara otobüsleri kullanılabilir. Son yıllarda köyümüze de uğrayan Kayı Köyü minibüsü köyümüz sakinlerinin ulaşım taleplerine cevap vermektedir. Kışın kar yağdığında yolumuz kapanmaktadır. Diğer mevsimlerde yolumuz sathi kaplamalı olduğunda iyi düzeydedir.

MİLLİ DEĞERLERİMİZ, GELENEKLERİMİZ

Mahalli Oyunlar, Gelenekler ve Düğünlerimiz

Köyümüzde yapılan düğünlerin süresi genellikle 3 gündür. Cuma günü sabah namazını müteakiben tüm köy halkı, davul ve zurna eşliğinde bayrağımızı alıp, düğün sabibinin ev damına dikerler. Bayrağın yanında kurbanlar kesilir. Düğün evinde topluca kahvaltı yapılır. Gençler zavul-zurna eşliğinde halay çekerler. Çeşitli bölgesel oyunlar oynarlar. Düğünün 2. gününde ikindi namazını müteakiben , damadın yakını olan kızlar kınacı olarak giyinirler. Davul-zurna eşliğinde kız evine getirilirler ve gelin kıza hoş vakit geçirtmeye çalışırlar, çeşitli oyunlar oynarlar. Gelinin kınasını yakarlar. Düğünün 3. gününde akşam saatlerine doğru gelin damadın evine getirilir. Sonra güvey başı donatılır. Köy imamı dualarla güvey beyi giyindirir ve misafirlerde damada hediyelerini takarlar. Son yıllarda düğünlerimizde yapılagelen çoğu eğlence terkedilmiş, bunların yerini şehirlerde yapılan eğlenceler almıştır. Düğünlerimizde kadınlar üç etek, fes, salta gibi kıyafetler giyerler. Bu giysilerin üzeri renkli pul ve püsküllerle süslüdür.

Dini bayramlarımızda sabah namazını müteakiben cemaat topluca bayramlaşır. Dargın komşular barıştırılır. Köy odasında evlerden gelen yemekler topluca yenir. Akşama kadar köyde canlı bir gün yaşanır. Akraba ve komşu ziyaretleri yapılır. Gelen misafirlere ikramda bulunulur, yemekler yenir ve sohbet yapılır.

Köyümüze ait ortak malların yapım, bakım ve onarım hizmetleri imece şeklinde yürütülür. Hayrına tek başına çeşme yaptıranlar varsa da genellikle çeşme, camii ve yol yapımında parasal katkılarla çalışmalar yürütülmektedir. Ekonomik zorlukların artmasına paralel olarak komşular arasındaki yardımlaşma yok denecek düzeye düşmüştür.

Mahalli El Sanatları

Köyümüzün bekar kızları kışın boş zamanlarında, işleme ve dantel yaparlar, çeyizlerini hazırlar ve ayrıca yün iplikten eldiven, çorap, başlık, atkı ve kazakta örerler.

Tarihi Kalıntılar ve Piknik Alanları

Köyde önceki kuşaklardan kalma eski bir eser yoktur. Ancak, kalemizin kuzey yamacında köyümüz kurulmadan önce yaşadığı sanılan 3-5 ailenin ev kalıntıları harabe niteliğindedir. Bu ailelerin bir de mezarlığı bulunmaktadır. Yine kale yakınlarındaki Musluk mevkiinde çeşitli tuğla kırıntılarına rastlanmaktadır.

Köyümüzün 1 km. güneyinde bulunan kalemiz görülmeye değer niteliktedir. Kalenin alt bölümünde büyükçe bir alan spor ve piknik yapmaya elverişlidir. Kalemizin tepe noktası yerden yaklaşık 70 m. yüksekliktedir.

Köyümüzün Gazileri

Köyümüzden 1. Dünya, İstiklal ve Çanakkale Savaşına katılanların sayısı 40’ ın üzerindedir. Savaş sonunda köye dönen gazilerin sayısı ise 10 kişidir. Diğerleri şehit olmuştur. Gazilerimizin tamamı vefat etmiştir.

Gazilerimizden Beşir Kara Çanakkale – Conk Bayırı mevkiindeki Savaşta askerlerden akan kanın , sulu bir yağmurda oluşan sel gibi aktığını anlatırdı.

Hasan Erdoğan, Kurtuluş Savaşımızda Süvari Birliğinde görev yaptığını belirtir ve şunları anlatırdı:

“Düşmanı kovalarken bir yerden atladım. Aşağısı ölü ve yaralı askerlerle doluydu. Ölü sandığım bir düşman askerinin istemeden üzerine bastım. Hıh diye bir ses duydum. Meğer ki yaşıyormuş ve ölü numarası yapıyormuş.”

Yine aynı gazimizin İzmir’ e girdikleri zamanlarda yaşadıkları şöyle:

“İzmir’ e girdik. Sokaklar ölü ve yaralı insanlarla doluydu. İnsanlarımıza o derece insanlık dışı işkenceler yapılmıştı ki anlatamam. Yaşlılarımız ve kadınlarımız Türk askerinin ayaklarını öpüyordu. Hepimiz bu dehşetli tablo karşışında hıçkırarak ağladık. Bu zulmü unutamıyorum”.

Şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet dileriz…

Yorum yapın
İsim
:
E-Posta
:
WebSite
:
Yorumunuz
: